Bilinen bir gerçeğimiz var ki o da çağımızın artık teknoloji çağı olduğudur. Evlerimizdeki çevirmeli telefonları hatırlayan bir nesil olarak elimizde tuttuğumuz telefon görünümlü teknoloji harikalarına ışık hızıyla alışıp, üzerine bağımlı hale gelirken, bu durum çocuklarımızın teknolojiyi kullanma koşullarını ve durumlarını düşündüğümüzde korkutucu senaryolar önümüze çıkıyor.
Hepimizin yaşamına teknolojinin girdiğini kabul edelim, çocuklar daha 0-1 yaş döneminde ekranlar, telefonlar, farklı teknolojik aletlerle tanışıyor hatta bu aletleri kullanmaya başlıyor.
Teknoloji bilinçli kullanıldığında güzel bir araç bilinçsiz kullanımında bir silah haline gelebiliyor. Peki bizler teknoloji ile dost olabilir ve teknolojiyi gelişim için kullanabilecek bir nesil yetiştirebilir miyiz?
Çoğu insanın hatta çocukların gün içinde maruz kaldığı uyaranların farkında değiliz. Çevremizde bizi ve zihnimizi hedef alarak yönetilen bu uyaranlara çocukların maruz kalmasına mümkün olduğunca engel olunmalıdır. Ebeveynlerin bilinçli olarak evlerinde, ellerinde tuttukları teknolojik aleti bilmesi, çocuklara sunduğu teknolojinin takibini yapabilecek kadar teknolojiye hâkim olması idealizmden öte bir gerekliliktir.
Telefon ya da tablet kullanmayı öğretmek yerine çamaşır makinasını kullanmayı öğretmeliyiz.
Ekran karşısında basit telefon ya da tablet kullanımı bir çocuğu geliştirmekten çok pasifleştirerek en değerli gelişim çağındaki öğrenme fırsatlarını elinden alır. Bu nedenle eğer hayatımızın her alanını teknolojik aletler çevrelediyse, neden çocukların bizsiz yaşamlarını sürdürebileceği bir ortam hazırlayarak ekran karşısında beceri geliştirmesinden çok ev aletlerini kullanmayı öğreterek onların yaşamlarında bir ömür fayda sağlayacak deneyimler yaşatmıyoruz?
Ekranlar değil içindekiler suçlu!
Sürekli ekranları suçluyor olsak bile aslında elimizdeki aletler yaşanan tüm kötü olaylardan sorumlu değil. Biz yetişkinler kendi özgür irademizi kullanarak ekran sürelerini, içerik yönetimini kendi telefonlarımızda bile sağlayamıyorken, çocukların maruz kaldığı içerikleri asla kontrol altına alamayız.
Yapılması gerekenleri derlersek;
Evinizde teknolojik aletlerin listesini çıkarın.
Çıkardığınız listede ev teknolojisi de mutlaka olmalıdır.
Bu listede var olan aletlerin kimlere ait olduğunu yanına not alın.
Eğer çocuğunuza ait olan telefon ya da tablet mevcutsa ve çocuğunuz en azından 10 yaşından küçükse yüksek teknolojinin çocuğun tamamen kontrolüne verilmesi ile ilgili bir hata yapmış olduğunuzu kabul etmelisiniz. Çünkü “bu ekran/ tablet sana ait” cümlesinin ardından o aletin tüm kullanım hakkı çocuğunuza aittir.
Elinizdeki telefonları çocuğunuz ile ortak kullanım içindeyseniz. Telefonların sizin özel eşyanız olduğunu hatırlayın ve hatırlatın.
Telefonlarınıza yüklediğiniz aplikasyonlarınızı kontrol edin. Bu aplikasyonlar gerçekten ihtiyacınız mı ve yüklediğiniz aplikasyonlar size mi ait?
Evde çocuğunuzun oyun oynayabileceği ya da ekran karşısında hareket edebileceği bir tablet olabilir. Bu tablet evin ortak aracı olmalı ve tablet üzerinde herkesin eşit hakları olduğu, sürelerinin olduğu herkese açıklanmalıdır.
Çocuğun maruz kaldığı video, içerikleri kontrol etmek önce süre yönetimi ile başlar. Süreyi yönetmek için ekran sürelerinin kısıtlı olup, daha sonra kendini kilitleyen uygulamalardan yararlanın.
Çocuğun izlediği, ilgi alanlarını mutlaka ebeveyn ile birlikte hazırlanmalı ve internete bağlı olarak değil, çocuğun süresi ve içeriğini kontrol ettiğiniz koşullarda çocuklara sunmayı deneyin.
Her çocuğun ekran kullanımını öğrenebilmesi için ona doğru yolu gösteren, örnek olan ebeveyne ihtiyacı vardır. Evinizde telefon ve ekranlara karşı ilginizi azaltın.
Çocukların telefonları, bilgisayarları ve teknolojik aletleri kullanabiliyor olması toplum tarafından fazlasıyla onaylanmak ve gurur kaynağı haline gelmiştir. Hatta bir çocuğun kolaylıkla teknolojiden anlaması zekâ göstergesi olarak onaylanıyor. Toplumsal olarak çocukların teknolojik yatkınlıklarını onaylamak yerine normalleştirmekse hepimizin görevidir.
Ebeveyn olarak erken dönemde çocuğun sağlıklı gelişimi için, kendi kendini besleyebilmesi, kendi alanı, yatağında uyuyabilmesi, kendi öz bakım becerileri olan kişisel temizliği, oda ve kıyafetlerinin sorumluluğunu erken dönemde (1-3 yaş sürecinde) kazanması gerektiğini unutmayın.
Her çocuğun yaşamını ebeveynsiz de sürdürebilmeyi deneyimlemesi erken dönemdeki çocuğa sunulan öğrenim fırsatları le başlar. Çocuğun ev içindeki yaşamda, toplama, temizlik, yemek yapma, çamaşır yıkama, süpürge ya da paspas kullanmayı öğrenmesi gerekir. Bu becerilerden yoksun bırakan sadece biz yetişkinlerin korkuları ve çocukların yetersizliği ile ilgili endişelerimizden kaynaklanır.
Yaşamımızın her anında bize yardımcı olan teknolojinin doğru ve bilinçli koşullarda kullanılmaması geleceğimiz olan çocukların yaşamları için sağlıklı senaryoları önümüze getirmiyor. Bu nedenle yaşamımızdaki ilerlemenin farkına vararak teknolojiye ve beraberinde gelen ideolojilere bizim hizmet etmemiz değil, elimizdeki teknolojinin bize hizmet etmesini sağlamalıyız. Ancak bu koşullarda geleceğimiz olan çocuklarımızın yaşamındaki teknolojik gelişimi en sağlıklı şekilde kullanmasını sağlarız.
Sevgi ile…
Gözde ERDOĞAN ŞAHENK
Comentarios