“Geçmişini bilmeyen bir ülke geleceğine yön veremez…”
Mustafa Kemal Atatürk
Cumhuriyetimizin 94. Yılını kutlarken, sizlerle çocuklara bizi biz yapan tarihimizi neden ve nasıl öğretebileceğimizi sizlerle paylaşmak istedim.
Bir sonraki neslimiz olan çocuklarımıza neden tarihimizi biz öğretmeliyiz?
Çünkü tarih hikayelerden oluşur ve bu hikayeler tarafsız ve yalın maalesef olmaz. Yanlış kaynaklarla öğrenilen bilgiler hiçbir zaman sağlıklı olmayacaktır.
Bu geçmişimizin yapı taşı olan olaylar, kişiler ve durumları çocuklarımıza aktarmadan önce BİZ sağlıklı bilgi edinmeli ve doğru değerlendirerek çocuklarımıza öğretmeliyiz.
Bu bilgileri öğrenirken farklı bakış açıları ve farklı kaynaklardan sentezleyerek tarihimiz ile ilgili sağlıklı bilgiler edinebiliriz.
Çocuklar her zaman köklerimizi merak eder ve bilmek isterler…
Bir sonraki neslimiz olan çocuklarımıza sadece biz yetişkinler tüm bilgi ve değerlerini aktarmak istemez. Aynı zamanda çocuklarda “Ben nereden geldim?” sorusu ile başlayan geçmişle ilgili meraklarını gidermek isterler. Bu ikili diyalog biz yetişkinlerin bilgi birikimi ve değerlerini bir sonraki neslimiz olan çocuklarımıza sağlıklı aktarmak için bir fırsat. Çocuklarımız için de bizimle geçirilecek olan kaliteli bir zamandır.
Tarih hikayeleştirildiği zaman içselleştirilebilir.
Çocuklarımıza önce ailemizin tarihinden bahsetmeliyiz. Aile tarihi, kendi köklerimiz soy ağacı ile başlar. Çocuğunuz nereden geldiğini ve ailenin hangi kısmında yer edindiğini bilmeye ihtiyacı vardır. Bu nedenle çocuğunuza ailenizi soy ağacı yaparak ve büyük büyük anneniz ve büyük büyük babanıza dayanan hikayelerle anlatmaya başlayın. Ailenin nasıl büyüdüğünü ve ailenin köklerinde kimlerin olduğunu çocuğunuzla paylaşın. Hatta uzun zamandır görmediğiniz kişileri ziyaret etmek için iyi bir fırsat olacaktır. Bu arada 6 yaş ve sonrası çocuklar için köklerinize ait olan insanları artık hayatta değilse onların daimî mekanları olan mezarlığa da ziyarete gidebilir ve bir çiçek bırakabilirsiniz. Bu çocuğunuz için hem ölümü anlamlandırmasında yardımcı olacak hem de bu durumu normalleştirerek öğrenmesine sebep olacaktır.
Yaşadığımız toprakların tarihini çocuklarımıza hikayelerle, duygularımızla anlatalım.
Bizi insan yapan bilgilerimiz değil özümüzde duygularımızdır. Bu nedenle ki bilgiyi duygularımız ile harmanladığımız, tüm duyularımıza hitap edecek şekilde öğrenme biçimleri geliştiriyoruz. Görüyor, duyuyor, kokluyor ve hissederek öğreniyoruz. Bu nedenle çocuklar hikayelerle, deneyimlerle öğrenir. Bu nedenle çocuklarımıza kendi soy ağacımız ve köklerimizi anlattıktan sonra sıra yaşadığımız topraklara gelir. Bu topraklarda var olan milyonlarca hikâyeden çocuğunuza aktarmak istediğiniz bilgi ve değerleri hikayeleştirip hatta onu evinizde oyuna çevirerek (drama ile) öğretebilirsiniz.
Çocuklarımıza milli ve insani değerlerimizi aktarmak için bayramlar önemli sembollerdir.
Dini bayramlarda her ne kadar eski geleneklerimizi yeterince devam ettiremiyor olsak bile ufak da olsa eski ritüelleri evinizde uygulamanız çocuklarımıza değerlerimizi aktarmak için iyi bir fırsattır. Yaşadığımız ülke ile ilgili milli bayramlarımızda ise birlik ve beraberlik içinde olmanın coşkusunu sokaklarda, yapılan yürüyüşlerle kazanabilir ve çocuklarımıza aktarabiliriz.
“Fikrimizi, bilgimizi, kültürümüzü ve değerlerimizi çocuklarımıza aktarabildiğimiz kadar var olacağız….”
Özgürce fikirlerini söyleyen, yaratıcı düşünen, birlikte tüm güçlüklerle baş eden Cumhuriyetimizin evlatlarıyla nice bayramlara… Yaşasın Cumhuriyet!
Gözde ERDOĞAN ŞAHENK
Comments