top of page

Anneliğin Bitmeyen Sancısı – Vicdan Azabı!





Annelik ruhen, fiziken ve zihnen yorucu bir süreç olsa da aynı zamanda farkındalık dolu , içinde birçok mutlu anları barındıran bir serüven. Ne yazık ki pek çok anne bu farkındalık serüvenin tadına varamıyor. Çalışan anneler, evde olan anneler, toplumsal beklentilere göğüs geren, hayatlarında pek çok mesele ile baş etmeye çalışırken aynı zamanda çocuklarına en iyi şekilde yetişmeye çalışıyor. Bütün bu cephelerde savaşlar verilirken bir de yapamadıkları ile ilgili sürekli bir vicdan azabı çekilir. Bu vicdan azabı annelerin içini kemirirken aslında değerli olan her koşulda yeterli olduğunuza inanmanızda yatar. Peki bu yeterli olduğumuza inanabilmek için hayatınızda yönetmeniz gereken durumlar nelerdir?  


Mükemmeliyetçiliğin kurbanı olmayın! 


Hayatta en değer verdiğimiz çocuklarının hayatında hiçbir eksik olmasın diye elinden gelenin her zamana fazlasını yapmaya hazırsınız. Bu durum aslında gereğinden fazla yükü taşımanıza sebep olurken aynı zamanda çocukların da yaşamın içindeki iyiyi ve kötüyü öğrenmesinde en büyük engeldir. Anne olarak sınırlı enerjiniz, sınırlı zamanınız, sınırlı alanınız ve sınırlı imkanlarınız olduğunun farkında olmak çocuklarınızın büyüme sürecinde onlara da sorumluluklar vermeniz gerektiği gerçeğini ortaya koyacaktır. Bu durum toplumun “annelik” kavramına dayatmalarının tersine annelik serüveninde sizi yeterli olmak için çaba sarf eden kişi yapar. 


Anneliğinizi kimseyle kıyaslamayın! 


Anneliğin bir sınıflandırması ya da derecelendirmesi yoktur. Annelik kavramı altında toplumsal baskılara maruz kalırken aynı zamanda başarılı gibi görünene ya da gösterilen annelik modelleriyle kendi anneliğinizi kıyasladığınızda sonuç olumlu ya da olumsuz olsun mutlaka bu kıyaslamanın sonu hüsranla biter. Bu durum çocuklar arasındaki gelişim kıyaslamaları için de geçerlidir. Annelik serüveninizde içgüdülerinizin gösterdiği rehberliği almak ve çocuğunuzun ihtiyaçlarını onu gözlemleyerek farkına varabilmek için anneliğinizi ve çocuğunuzu asla kıyaslamayın.   


Sosyal medyayı hangi amaçlarla kullandığınıza dikkat edin!

 

Sosyal medya üzerinden son yıllarda ortaya çıkan “supermom” etkisi pek çok annenin kabusu olabiliyor. Sosyal medya üzerinden takip edilen mükemmel hayatlar, gelişen çocuklar ve her işe koşan, başarılı, güzel, akıllı, sorunları şıp diye çözebilen, çocuklarına, eşine, kendine yetebilen mükemmel anne görüntülerini izlerken kendi hayatlarımızla istemeden de olsa kıyaslama  yapar halde kendimizi buluruz. Bu görüntülerle kendinizi yetersiz hissedebilir ve gününüzün farkında olmadan saatlerini alan bu takip süresi hem zamanınızın hem de huzurunuzun hırsızı olduğunu da unutmayın. Bu nedenle sosyal medyayı neden kullandığınızı, ne kadar sürenizi orada harcadığınızı ve size hangi alanlarda fayda sağladığını kendinize sormalısınız. 


Mükemmel annelik yoktur! Yeterince iyi annelik vardır. 


Eksiksiz bir hayatın içinde hiçbir canlı kendini geliştiremez ve tamamlayamaz. Bu nedenle bir bebek dünyaya geldiğinde yetersiz ve aciz bir varlık olarak dünyaya gelir. bu nedenle bir çocuğun gelişimi bizlere mükemmelliğin değil eksikliğin faydalı ve geliştirici olduğunu ispat eder. Annelik yolculuğunda her zaman en iyisini istediğimiz çocuklarımız için faydalı olansa mükemmel olmaya çalışarak hırpalanan ve sürdürülemeyen bir hayat vaat eden bir anne modeli değil eksikleriyle iyi olabilmek için çaba sarf eden bir annelik ile yeterince iyi olabilirsiniz. 

Sevgi ile…

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page