Günümüzde esnek çalışma saatleri, anne-babanın çalışması, televizyon gibi birçok farklı faktörlerin hayatımızda var olmasının dezavantajlarını yaşamaktayız. Evde belirli bir yemek saatinin bulunmaması ya da öğünün ayaküstü, televizyon karşısında geçiştirilmesi çocuklarımıza uygun rol model olamamamızın dışında bir şölene de dönüşebilecek olan yemek saatini sıradan ve çabucak hallolması gereken bir süreç haline getirmekteyiz.
Bizlerin beslenme alışkanlıklarının değişimiyle çocuklarımızın da yemek problemleri de birçok farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlar arasında sıklıkla var olan yemeği reddetme, kusma, sadece istediği belirli yiyeceklerle beslenme, ısrar ve inatlaşma hatta ağlama davranışları gözlemlenmektedir. Bu durumla karşılaşan ailelerin problemle baş etme yöntemleri ise geçici çözümler olmakta ve yaşanılan problemi pekiştirmekten öteye gitmemektedir.
Çocuğunuza Yemek Alışkanlığı Kazandırırken
Unutulmamalıdır ki yemek saati sadece ihtiyacımızı gidermek değil bizlerin paylaşım alanları da olabilir. Ailenin bir arada olması ve çocuğunuzun sizinle birlikte sofrayı paylaşması çok önemlidir.
Bu nedenle yemek saatleriniz olmalı ve o saatlere esneklik payı olsa dahi uyum sağlanmalıdır. Bu durum çocuğunuzun genel kurallara da uyum sağlaması için iyi bir adım da olacaktır.
Belirli Öğün Saatleri Olmalı!
Evde ebeveynlerden biri eksik olsa bile o saatte masaya oturmalı ve eksik olan kişi için de tabak konulmalıdır. Böylelikle bir ritüelin devam ettiğini ve olmayan kişinin de o sofraya geç de olsa oturacağını çocuğunuz bilir. Bu ritüele herkesin uyduğunu görmesi de çocuğunuz için önemli bir ayrıntıdır.
Televizyondan Uzak Durun!
Yemek saatlerinde televizyonunuz ilgi odağı olmamalıdır. Bu dikkatinizi tek bir noktaya toplar. Bu noktada aileler televizyonu çocuğun reddedici tutumunda bir silah olarak kullanmakta fakat her yerde ve her koşulda televizyonun yanınızda olamayacağı için çocuğunuzun erken yaşta yemek yeme alışkanlığını sağlıklı bir şekilde edinmesi onun gelişimi için önemlidir.
Israr Etmeyin!
Sofrada ısrarcı tutumlardan kaçınılmalıdır. Bu çocuğunuz ile tartışmaya, inatlaşmaya ve sonuç olarak da başarısız bir yemek yeme alışkanlığına neden olacaktır. Sınırlarını kendisi koyması da önemlidir. Çocuğunuzun reddettiği şey onun gerçekten ihtiyacı olduğu kadar mı yoksa sizin sınırınız mı?
Çocuğunuzun yemeği reddetmesi durumunda bu duruma olağan dışı tepkiler vermek yerine sakin karşılamalısınız. Bu özgürlüğü ise çocuğunuza sunmanız onun bireysel sorumluluğu için önemli bir adımdır.
Sınırlarınız Olmalı
Çocuğunuzun yemeğini reddetmesinin ardından açlığını farklı şekilde telafi etmesi durumunda ise sınırlarınız olmalı. Yemek saati dışında acıktığında istediği yiyecekle değil reddettiği yiyecekle açlığını gidermelidir.
Çocuğunuzun da Fikrini Alın!
Yemek yaparken çocuğunuza istediği yiyeceği sorun. Fakat bu çocuğunuzun her istediği yiyeceği yapmalısınız anlamına gelmemektedir. Çocuğunuzun ihtiyacı olan sebze yemeği ise ona iki ya da üç farklı seçenek sunabilir, onun seçim yapmasını isteyebilirsiniz. Aynı durum diğer besin öğelerinde de geçerli olabilir.
Çocuğunuza Yemeğini Siz Yedirmeyin!
Korumacı bir tutum ile çocuğunuzun yemeğini siz yedirmemelisiniz. Ona yardımcı olabilirsiniz fakat kesinlikle onun yemeği başarısızlıklarına ve dağınıklığına rağmen kendi yemesi gereklidir. Bu beceriyi deneyimleyemeden geliştiremeyeceği unutulmamalıdır.
Korkularınızı Yenin!
Hiçbir çocuk siz onu aç kalmaz. Çocuğunuz ihtiyacı olduğunda sizden elbette yiyecek isteyecektir fakat sizi açlıkla kontrolü altına almaya çalıştığında istediği ve sevdiği yiyeceklerle karnını dilediği şekilde doyuracağı da unutulmamalıdır. Sağlıklı bir yemek alışkanlığı kazanması için çocuğunuzu aç kalma korkusundan uzaklaşmalısınız. Çocuğunuzun peşinden koşarak, sallayarak ya da korkutup kandırarak yemek yedirmeyiniz. Bu sadece sorununuzu bir adım daha büyütmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Birçok konuda olduğu gibi yemek yeme konusunda da çocuğunuzu belirli bir sınır içerisinde tutmak ve kontrol altına almak önemlidir. Ebeveynlerin yaşadıkları sıkıntılara duygularından bir an da olsa sıyrılarak gerçekçi yaklaşmaları yararlarına olacaktır. Sevgi ve mutluluk ile…
Gözde ERDOĞAN ŞAHENK
Comentarios