top of page

Hayatımızın Odak Noktası TEOG!

Güncelleme tarihi: 12 Kas 2022

Çocuklar için bahar aylarının gelmesi hepimizde olduğu gibi büyük bir keyifle karşılanıyor. Bahar dışarı etkinliklerinin artması, kış boyunca yorulan zihin ve bedenlerin keyifli aktivitelerle dinlendirilmesi aynı zamanda okulun ikinci dönemi ve sınav zamanlarının yaklaşması demek oluyor. Bu hafta çocuklarımız için TEOG sınavı var. Pek çok evde gerek çocuklarda gerekse anne babalarda gerginlik, stres, kaygı duyguları baş köşede yerlerini almış durumda. Peki sınav kaygısını yaşayan çocuklarımızı nasıl sakinleştirmeli onlara nasıl yaklaşmalıyız?


Sınav hayatın sonu değil! Sınavları her zaman normalleştirin!


Sınav lafını duyduğumuzda çoğumuz yetişkin olduğumuz halde geçmiş deneyimlerimiz bir cümle ile uyanır ve bizi rahatsız eder değil mi? Bizleri bu kadar rahatsız eden ‘sınav’ kelimesini aynı duygularla çocuğumuza ifade ettiğimizi düşünün? Bir de sınava gireceği gerçeğini yaşayacak olan kişi çocuğumuz? Ne kadar zor bir duygu ile baş başa kalıyor değil mi? Çocuğumuzun yaşadığı stresi, kaygıyı bir nebze de olsa aza indirmemizin yollarından bir tanesi bu durumu normalleştirmeniz olmalıdır. Siz sınavları normalleştirdiğiniz sürece çocuğunuzun da sınavları sadece bir değerlendirme süreci olduğunu düşünmesine sebep olacaksınız.


Hayatınızın odak noktası sınav olmamalı!


Çocuklar TEOG, YGS, LYS gibi sınav dönemlerine girdiğinde senenin başından itibaren çocuğun hayatındaki her yetişkinin odak noktası sınav olmaya başlıyor. Çocuğunuzun hayatının odak noktası haline getirilen sınavın aslında hayatın yalnızca bir bölümü olduğunu çocuğunuza ifade edin.


Çocuğunuz ile kurduğunuz iletişimde gireceği ‘Sınavın’ yeri yok!


Biz yetişkinler çocuklarımızın yeterince sorumluluk almadığından, kimi zaman bizi önemsemediği ve bildiklerini okuduklarından şikayetçi olabiliyoruz. Pek çocuğunuzun açısından baktınız mı? Çocuklar okula gittiği zaman öğretmenleri tarafından sınav için gereken yönlendirmeleri alıyorlar. Daha en başta sınav odaklı derslerini görüyorlar. Okulda teneffüs zili çalıyor ve arkadaşlar birbirlerinin çalışıp çalışmadığını merak ediyor, puanlarını, sınavla ilgili senaryoları birbirleriyle paylaşıyorlar. Yani tüm gün sınavla ilgili sohbet ediliyor ve çalışılıyor. Çocuk ardından eve geliyor ve dinlenmeye, mola vermeye, farklı konular üzerinde düşünmeye ve harekete geçmeye ihtiyacı varken evde de anne baba olarak öğretmen ya da bir denetmen görevi üstlenip ders, okul, sınavla ilgili bir sohbet açmaya çalışıyoruz. Burada çocuklara ilgiyiz demeye çalışırken onları çok daha fazla yormaya, strese girmelerine sebep olabiliyoruz. Bunun yerine okul ve sınavı anımsatmayan bambaşka konular üzerinden sohbet edin hatta çocuğunuzla ilgilendiğinizi ona hissettirebilmek için oyun oynayın.


Yatırım arttıkça, beklentiniz de artar!


Canınızdan parça olan çocuklarımızı koşulsuz seviyoruz fakat iş hayatın içindeki gerçeklere dayandığında çocuğumuzun başarılı olması için elimizden geleni yapıyor ve onun bizim başaramadıklarını başarıyor olması, hayallerini gerçekleştiriyor olması, en iyi olanı yaşamasını istiyoruz. Tüm imkanları seferber ediyoruz. Geçmişlerimizin tabiriyle yemiyor yediriyoruz ama… Beklentilerimiz önemli yol ayrımlarında ortaya çıkıyor. Sınavlar gibi… farkında olmadan baskılıyor, sürekli sohbete sınavı dahil ediyor, tüm hayatımızı çocuğumuz odağında şekillendiriyoruz. Bu durum özellikle hayatının ilk önemli seçimlerini yapmak zorunda bırakılan çocuklar için ağır bir yük oluşturmaz mı? Çocuğunuz bu beklentilerinizi karşılamak zorunda olmadığını düşünseniz dahi beklentilerinizi durdurmak çok zordur. Düşünün ki bir diyete başladınız beklentiniz ne olur? Kilo vermek! Bir hafta yaptınız, iki, üç, dört kilonuz ile ilgili beklentiniz artmaz mı? Tüm kurallara uyduğunuz halde hedefiniz 5 kiloyken 1 kilo verdiniz. Öfkelenmez misiniz? Kurallara uymak için çok fazla çaba sarf etmeseydiniz ya da bu kadar uzun süre diyet programı yapmasaydınız bu kadar öfkelenir miydiniz? Unutulmamalıdır ki yatırım arttıkça beklentiniz yükselir. Bu duyguyu en iyi fark edebileceğimiz alan ise çocuklarımızla ilişkimizdir. Bu nedenle sınav, okul, dershane, özel dersler… Bütün bu yatırımları beklenti içinde olarak yapıyorsak gözünüzdeki başarının çocuğunuza bağlı olduğunu ve ona yükleyemeyeceğiniz ağırlıkta bir yük olduğunu unutmamalısınız.


Günün sonunda her sınav geçip gitse de hayatta bir insanın önünde sonsuz seçenekler olduğunu, bu seçeneklerin bambaşka öğretiler ortaya çıkarabileceği gerçeğini her zaman aklımızda tutmalıyız. Çocuklarımızla kurduğumuz güven ilişkisi ve desteğimiz ise bir ömür baki kalacak. Çocuklarımıza şimdiden başarılar diler, evinizde kahkahaların yükseldiği bir hafta dilerim😊


Gözde ERDOĞAN ŞAHENK





16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page