top of page

Bebeğinizi Emzirirken Yapılan Yanlışlar

“Bir bebeğin dünyaya geldiğinde yaşamsal ilk kurduğu ilişki annenin emzirme süreci ile başlar. Emzirme bebeğin anne ile olan ilişkisi annenin ise bebeği ile olan ilişkisini biçimlendirmesi, şekillendirmesi ve inşa etmesi için temel ihtiyaçtır.”


Efendim, herkese iyi haftalar😊 ne kadar resmi bir giriş oldu değil mi? Çünkü bebeğimiz dünyaya geldiğinde anneliği emzirme ile bütünleştirdiğimiz gerçeğini göz önünde bulundurursak çok değerli bir başlangıçtan bahsediyoruz. Yalnız bu yazıyı okurken pek çok bebeğini o ya da bu sebep ile emziremeyen annelerimiz kendilerini eksik, yetersiz, hatalı ya da suçlu hissetmemeliler. Sizlere şimdiden şunu söylemeliyim ki yeterlilik emzirmeniz ya da bebeğinize ne sunduğunuzla ilgili değil nasıl sunduğunuz ile alakalıdır.


Bebeğime her ihtiyacı olduğunda emzirmeliyim!


Evet biz anneliğe dair ilk yaptığımız eylem emzirmek, bebeğimizin de dünya ile ilgili ilk kurduğu ilişki emzirme süreci ile oluyor. Fakat; emzirmenin bir beslenme aracı olduğunu ve emzirmenin şekil değiştirmesi gerektiğini unutuluyor ya da buradaki detay fark edilmiyor. Bebeğiniz dünyaya geldiğinde her ihtiyacı olduğunda emzirilmelidir. Bu anne bebek arasındaki kurulan güven ilişkisi ve anne bebek arası biricik olan ritmin oluşabilmesi için önemlidir. Burada atlanılan en önemli detay “ağlayan bir bebek sakinleştirilmeden ASLA emzirilmemelidir.” Sizlerin kulağına ne kadar tuhaf ve kabul edilemez gelse de nefesini normalleşmeyen, ilk ihtiyacı olan güven bebeğinize yeterince hissettirilmeden emzirme yaptığımız en büyük yanlışlardan biri olarak ilk sırada yerini alır.


Emmiyorsa; biberonla dene!


Söylemesi ne kadar kolay bir de lohusa olan anneye emzirmemenin yansımalarını gidip soralım değil mi? Altında ezildiği bilgiler, başarısız hissettiği denemeler, içinde boğulduğu toplumsal baskı… Bu sürecin bebeğinizle biricik olduğunu fark etmeniz aslında annelik yolculuğunda ilk ortaya çıkardığınız devrimdir. Bebeğiniz için meme ucunuz gereğinden fazla büyük ya da küçük olabilir, yanlış tutuş, bebeğin memeyi reddetmesi, meme yaralanmaları, hatta en öncelikli annenin “sağlam nesne” olamama durumu olabilir (Sağlam Nesne kavramını İstila Edilen Çocuklar kitabımda detaylarıyla bulabilirsiniz). Bu ve sayamadığım pek çok sebep ile bebeğiniz memeyi ya da emzirilmeyi reddedebilir. Burada bebeğin memeye zorlanması anne ile kurulmaya çalışan o “güvenli bağlanma” ismi ile meşhur olan güven ilişkisine zarar verebilir. Bu nedenle kendiniz ve bebeğiniz ile inatlaşmak yerine biberonu deneyebilir orada yaşadığınız beslenme sürecinde sancısız keyifli anları bebeğinizle yaratmak öncelikli hedefleriniz olmalıdır.


Ağladı sustur! Uyumadı uyut! Canı yandı dikkat dağıt! İstedi emrine sun! Emzirme anne sütü için değil miydi?


Bu konu hakkında beni takip edenler emzirme konusunda disiplinli olduğumu bilir. Emzirme evet ilk 3 ay anne bebek arasındaki ilişki sisteminin oluşması, güven ilişkisinin inşa edilmesi için çok değerli yalnız burada takılı kalmak ve bebeğin gelişimine destek olmamak kabul edilemez! Sizlere çok acımasız geliyor olabilir düşünce biçimim. Aldığımız eğitim, ebeveynlerimizden bize aktarılan, dünya sağlık örgütü ve uzmanların yön verdiği 2 yaşına kadar emzirilmelidir düşüncesi doğru olsa da EKSİK! Emzirme sürecinden annenin ve bebeğin fiziksel durumu, sıklığı, memenin boyutu, hangi pozisyon ve duygu durumu ile bebeğe sunulduğu, ne öncesi ya da sonrası olduğu çok değerlidir. Bu detayları gereksiz teferruat olarak bir yetişkin görüyor olsa da bebek için bu teferruatlar yaşamındaki karakterinin temellerini oluşturan ilk savunmalarını oluşturmasında etkendir. Tıpkı bir önceki maddede “Ağlayan bir bebek emzirilemez!” gibi “Emzirme ebeveynin keyfiliği ya da eksikliğinin silahı da olmamalıdır”


Sizlere sözlerim çok ağır gelmiş olsa da burada bir yetişkin gözünden değil çaresiz bir varlık olan bebeğinizin tarafından baktığınızda yapbozun parçalarını rahatlıkla birleştirebilirsiniz. Hiçbirimiz önümüze sadece susalım, uyuyalım ya da karşımdakine biraz huzur verelim diye (burada huysuz, huzursuzluk veren çocuk olduğunu hisseden bir bebek olduğunu unutmayın) ağzınıza yemeği sıkıştırdıklarında önünüzde iki seçenek vardır. Ya reddeder ve savaşırsınız ya da içinde gelişimin olmadığı derin bir uykuya dalarsınız ama her ikisinde de değersizliğin ilk adımları atılır.


Beslenme bir silah değil yaşamımız için bir araç olmalı… Bu çocuklarımız için ve bebeğimiz için de geçerli… Sevgili annelerim; bebeğinizin öfkesine, acizliğine, ihtiyaçlarına karşı sağlam nesne olmalı, eşinizden ve çevrenizden doğru desteği talep etmelisiniz. Geri kalanı ise bebeğiniz ile sizin ritmik dansınızdır. Zaten bu da hayatın ta kendisi😊 Hepinize iyi haftalar

Gözlem:


Her ne kadar yazıyı umutla bitiriyor olsam da sizlere bir vaka gözlemi ile bilgi vererek veda etmek istedim. Yazıyı sizlere yazma arasında Gelişim Akademi de bir danışanımı seansa aldım. Kucağında 4 aylık bebeği var ve emzirme saati geldiği için emzirdi. Emzirme sürecinde anne bebeğini alır ve göğsüne doğru yön vererek ona sütünü sunar. Buraya kadar hepinizin bildiği bir süreç var. Bilinmeyen ise 4 aylık bebeğin doğru tutuş ile memeye kendi uzanması ve memeyi gayret ile tutması, emzirme sürecinde bebeğin doyduğunda kendini geriye itmesi ve tüm beslenme ve mide kontrolünün kendisinde olmasıydı… bebeği doğru tutuş ile tamamen beslenme sürecinin yönetimini ona bıraktık. Mükemmel bir gelişimsel destek anıydı, yaşam detaylarıyla güzel ve anlamlı...


Gözde ERDOĞAN ŞAHENK





95 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page